Savaşların aşamaları vardır. Özellikle gayri nizami harplarda ordular yerine taşeronlar kullanılır,buna piyonda diyebiliriz.Piyon ne demektir? Satranç oynayan arkadaşlar bilir filini,atını,vezirini korumak için piyonu feda etmekten çekinmezsiniz....
Nasıl mı....
Türk-Amerikan Savaşı bizim için ikinci Milli Mücadeledir ve düşman taraf piyonlarını feda etmekten çekinmiyor! Yani....
Türk-Amerikan Savaşının fiili başlama tarihi 17 Aralık 2013'tür.Devlet içinde yuvalanmış NATO'cu kliklerle FETÖ'cü hainler seçilmiş hükümeti devirmek istediler lakin tutmadı.Alın size kapı gibi piyon daha bitmedi....
Aradan 3 yıl geçti bu kertede Askeri Darbe yoluyla AK Parti hükümetini devirmeye çalıştılar o da tutmadı. Ancak 15 Temmuz'la ilgili pek çok soru var.Acaba 15 Temmuz 2016 Askeri Darbe Girişimi ABD ve Feto tezgahı olabilir mi? Soruyu şu şekilde soralım; ABD/CIA,ülkesinde güçlü bir lider olan Recep Tayyip Erdoğan'ı 3-4 askerle devireceğini mi zannediyordu.Elbette iki üç tankla koca Erdoğan devrilemezdi! Hatta soruyu açalım; peki neden öylesi kuvvette bir kalkışmada bir tane bakana vekile dokunan olmadı çünkü biliyoruz ki askeri bir darbe teşebbüsünde bulunanların ilk uğrak yeri meclis ve hükümet binaları olur.
Asıl meseleye gelecek olursak,dikkat ediniz kaçırmayın konuyu....
Tezgahı kuranların ana gayesi aslında şuydu; nasıl olsa bizde plan çok,aklımız her türlü hinliğe çalışıyor o vakit biz içimizdeki bilinen daha doğrusu ifşa olmuş elemanlarımızı 15 Temmuz'da sahaya sürelim hakiki elemanlarımızı ise kripto hücreleme yoluyla perdeleyelim.Tipik MOSSAD-CIA taktiği ki Feto denilen ne idüğü belirsiz adamın zaten CIA hesabına çalıştığı aşikar.Yani 15 Temmuz'da Sözde Yurtta Sulh Harekatının başarısız olacağını zaten ABD biliyordu ama ABD iki adım sonrasını düşündüğünden mütevellit ajanı olan Feto'yu bu yolla tekrar kullanmış oldu!
Sadece başlı başına bu tespitler 15 Temmuz 2016 tarihinin ABD-FETÖ tezgahı olduğunu ortaya çıkarıyor. Sonra neler oldu diyecek olursak sonrası malumunuzdur.
ABD güdümlü FETÖ ve diğer NATO'cu klik kendilerini gizlemeyi başarmıştır.15 Temmuz'da Türk milleti devletiyle büyük zafer kazanırken düşman kuvvetler 14 Ağustos 2016 tarihini öne atmışlardı.Neydi bu 14 Ağustos,daha doğrusu neden 14 Ağustos?
14 Ağustos 2016 günü geldi çattı lakin hiçbir şey olmadı zaten olmayacaktı.Çünkü 14 Ağustos tarihi Atlantik İttifakının Türk-Amerikan Savaşındaki yeni stratejilerini ilan ettikleri gündü.Düşman kuvvetler kukla Feto yoluyla Türk topraklarındaki kriptolarını harekete geçirdiler.Dikkat ederseniz 14 Ağustos'tan sonra PKK ile DAEŞ saldırılarını yoğunlaştırdı.Bu tarihten bir kaç gün sonra terör saldırılarının vuku bulması sizce tesadüf müydü?
Günümüze gelelim acaba günümüzde yaşanan olayların arkasında kimler var? Mesela bugün vuku bulan hadisede polis Halep'i öne sürerek Rus Büyük Elçisini öldürdü?Yani Polis(!) olması zaten başlı başına bir skandal! Hele ki sürece bakacak olursak Türk-Rus işbirliğinin tesis edildiği şu günlerde Rus diplomatı öldüren kişinin polis çıkması ve Rus diplomatı öldüren polisin öldürülmesi!
Daha arka arkaya terör saldırları ve bunun üzerine Rus elçiye suikast bunlar tesadüf değildir.Rus elçiyi öldüren kişinin FETÖ'cü olması ki öyle olduğu bariz bellidir nokta koyalım mı....
Hayır nokta koymayalım ve konuyu biraz deşelim....
14 Ağustos 2016 tarihi düşmanın bize karşı izleyeceği yeni taktiğin ilanıdır bunu demiştik. Yani diyeceğim o ki 14 Ağustos'ta Feto'nun mesajı günümüzde yaşanılan hadiselere bir işaretti.Feto amirlerinden bu emri aldı ve kendi müritleri haricinde diğer NATO'cu klik yapıya "Karıştırın" mesajını verdi.Feto bugün itibariyle legaliteden illegaliteye geçmiştir.Yani Gülenist Terör Örgütü'nün PKK ve DAEŞ örgütlerinden bir farkı kalmamıştır.FETÖ tam manasıyla sahaya inmiş bu kertede ise FETÖ'nün fikir babaları NATO'cu klik devlet içinde etkinliğini arttırmıştır.Sözkonusu NATO'cu kliğin içinde her türden insan vardır;Fetocusu,Atatürkçüsü,muhafazakarı,milliyetçisi lakin bunlar sadece öyle görünürler yani hakiki manada Atatürkçü veya muhafazakar insanlar değildirler.
Özetle,Recep Tayyip Erdoğan yalnızlaştırıldı ve Erdoğan-Putin dostluğuna karşı da NATO'cu klik engel olmaya çalıştı.Erdoğan 15 Temmuz'dan sonra yüzünü Atlantikten Avrasya'ya döndü çünkü Atlantik İttifakının kendisini devireceğini biliyordu.İşte Erdoğan Yönetiminin Rusya ile yakınlaşmasına engel olmak isteyenler FETÖ yoluyla bugün Rus diplomatı öldürdüler.Suriye mevzusunun çözümüne engel olmak isteyenler bu kirli suikasti tertiplediler.
Sözkonusu suikast ne kadar da Hrant,Zirve kitapevi,Danıştay ve Rahip Santoro suikastlerine benziyor....
Oyunu iyi okumalı ve her türlü provakasyondan uzak durmalıyız.19 Mayıs'ta Samsun'a çıkan Mustafa Kemal önderliğinde büyük bir savaş verdik ülkemizi Allah'ın izniyle düşmandan kurtardık.Şuan da ikinci milli mücadelemizi Erdoğan Önderliğinde veriyoruz.Taktikler ve stratejiler değişti lakin düşman yine aynı düşman.O gün Yunan'ı üzerimize salanlar bugün taşeronları olan FETÖ,PKK,DAEŞ'i üzerimize salıyorlar.Bu mücadeleden ancak ve ancak Türk Milletinin topyekun milli seferberliğiyle galip gelebiliriz.